Erva

‎"Anlayacak mı ? Kim, neyi ? Sen kendini anlıyor musun ? Aç uzviyetin sesini yükseltmek istedikçe gırtlağına sarıldın. Kalbinin konuşacak hali mi var ? Kopmaktan korkuyorsun; yapıştığı kayadan sökülmek istemeyen midyenin korkusu, mahallesinden uzaklaşınca kuyruğunu bacakları arasına alan köpeğin korkusu ... Ama yaşamak kopmak demek, doğum bir kopuş, bir parçalanış ..."

*

"Bütün kitaplar yavan, bütün şiirler soluk, bütün şarkılar ahenksiz. Zirvelerdesin, büyük mustariplerin, büyük ermişlerin, büyük ruhların kanat çırpdığı zirvelerde. Ve kendimden utanıyorum, ben toprağım, sen arş. Ben ten'im, sen gönül. Ben alev'im, sen ışık. "Ben sen'im" diyorsun. Saçlarımı okşamak istediğin zaman, kendi saçlarını okşa ..."

*

"Saçlarından yakalayamıyorsun zamanı, mısraa, şarkıya kalbedemiyorsun. Ve sükut medar ormanlarındaki bitkiler gibi büyüdükçe büyüyor.
Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kağıda geçirmek istiyorsun; kağıda, yani ebediyete. Zavallı çocuk, bilmiyorsun ki ebediyet sümüklüböceğin izleri kadar aldatıcı ..."

*

"Aşkın bir oyun olduğunu kabul etmiyorum. Aşk bir teslimiyettir bir eriyiştir. Yeniden doğmak için uyanıştır aşkın bütün sırrı iki kelimede ; Varlığından soyunmak aşk için ya hep vardır ya hiç. Sen hep misin hiç misin..?"