14 Mayıs 2011

Berk'ten

"Faili sen olan bir aşkın elini kana bulaması sonucu meydana gelmiş zavallı bir meçhulüm ben. Çekme kana buladığın ellerini sinemden. Sen yoksun, yüreğimi kurcalıyorum ve içim çekiliyor, sahili sensizlik olan kıyılarımdan. Sana dair biriktirdiğim cümleleri bir araya getirsem, kim bilir kaç masum ezilir kalır altında? Ahh Leyla kendimle benim arama bir sen girdi ki; sen olmayınca kendime bile sokulamıyorum. Kimse anlamasın diye gözyaşlarımı biriktirip, su niyetine serpiyorum gönül bahçeme. Zaman aleyhime hızla akıp giderken, geceleri birbirine karışmış müebbet hapisli uykuları, haram ediyorum kendime. Her düş, sana açılan bir başka düşün kapısını çalıyor. Bu kirli, paslı, gıcırtılı menteşele sesleri; hayallerimi duvardan duvara vururken, neden hiç bir kapının arkasında sesin, kim o demiyor? Ahh bir kim o desen de ben de haykırsam aciz, zelil, zayıf, avare bir maşuk olduğumu.

Kelimelerim alev alev yanıyor, hecelerim küllere dönüyor yokluğunda. Viran olmuş gönül otağım, ahhlar-vahhlara kardeş olmuş. Gözlerine sığınma talebinde bulunan bir mülteciyim ben, iltica yakarışlarım neden kabul görmez Leyla! Sevdan deli bir rüzgar, ne yöne dönsem yüzüme çarpıyor. Gözlerin, Kudüs'ü bahane edip Filistin'i vuran bir kurşun gibi. Yüreğim işgal altında. Kabahati kimsede aramayın sanığıda benim tanıdığı da...

Sana taş kalpli dedi âlem, onlar ne bilsinler ki değirmende buğdayı öğütenin taş olduğunu. Onlar nerden bilsinler ki taşın çatlağından ne sevdaların sızdığını. Öğütülmüş sevdamdan çıkan bir parça ekmeği, yüreğimde beslediğim kuşlara atsan o bile yeter bana. Kirpiklerim yokluğunda hep gözyaşı yüklenmiş, yağmur bulutları gibi.

Âlem umurumda değil, sensiz zaten ben bir ölüyüm. Sen yeter ki sensizlikten kavrulmuş bedenimi mezarımdan, kalbine al Leyla !.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder