27 Eylül 2011

meclis-i mahrem


Yeryüzündeki bütün aşağılık sıfatları yükledim kendime. Heybem bu sıfatlarla doldukça omzum toprağa daha çok yakınlaştı. Ben de anlamını bilemesem de, bazen hakkını veremesem de içimde yaşattım hepsini. Huzur istedim, hüzün geldi. Aydınlık istedim, karanlıklarda boğuldum. Umut istedim, Düşman olduğunu sonradan anladım.

Sonra huzursuz oldum, iç kararttım, umutsuz oldum. Kimi zaman nasihat dinledim, kimi zaman azar işittim. Ama bana burada kelam edenlerin de bu sıfatların içlerinde bir zakkum filizi gibi büyüttüklerini, bir sarmaşık gibi hepsini sarmasını gördüm. Görmez olaydım. Onlar becerikliydiler ki top top ak güllerine bulaşmaya çalışan zakkumu kökünden koparıverdiler. Ben beceremedim. Yeri geldi güneşe çıkardım, yeri geldi suyunu eksik etmedim.

Yalnızlıkların içinde sularken sarmaşıklarımı ne kolumu kıpırdatabildim, ne de güneşi görebildim. Artık içimde büyüyenlerle meşgulüm. Çocuklar öldü, umutlar öldü. Hayat kendi tezadına esir oldu.

Hayallerime halel geleceğini bilmeden kurmuşum. Öyle inanmışım. “Hayat toz pembe değil” demişlerdi. Kulak asmadım. Çünkü inançlarım olmalıydı. Masumdu hepsi. Bir dev gibi heybetli ama bir kuş kadar güçsüzlüğümle gittim hepsinin üstüne. Hayatın tozu görümüze kaçtı da pembesi kan kızılına döndü.

Hayatın ortasında bu sıfatlarla kalmışken bir otobüs durağında bir sigara içimlik vaktimde hepsini aldım himayeme. Otobüs durağıdır ki orada beklenir yeni bir vuslatın habercisi. Beklemedim.

Beni eskiden uyaranlar. Dün hayallerim vardı kızardınız. Bugün hayallerim yok yine kızarsınız. Size son sözüm de ortada: Siz kazandınız !

Mevti Efendi

18 yorum:

  1. Mevti Efendi den ilk kez bir şey okuyorum sayende..

    YanıtlaSil
  2. nedir bu suluksu insan modelleri ya
    bi rahat bırakmadılar keyifle okuyalım seni
    gulelim huzunlenelim..
    rahatsız edecek derecede guzel olusundan rahatsız olanların seviyesine inmeyip devam olmaz mı?
    biliyorum ki, sen insanca yaklastıkca kıclarına kacacak insanlıkları
    pisliklerini bulastırmaya calısacaklar
    bu hep boyledir lola..
    ama sen guclusun
    guclu kadınların en guzeli
    sakın seni uzmeye calısanlara pirim verme..
    seviyoruz seni
    bekliyoruz ozlemle..

    dip:
    insan kostumuyle dolasan bir suru tip var, kupe girmeden sirke olan
    takılma sen
    takılma..

    YanıtlaSil
  3. inan sen yazmışsın gibiydi...

    YanıtlaSil
  4. Pek güzelmiş,
    insan kendi doğrularıyla yaşarmış ya iyi ya da kötü doğru ya da yanlış, kendi irademize bağlı olarak gelişiyorsa sonucunda ne olduğu pek de önemli değil aslında..
    Önemli olan bunların da farkında olabilmek -ki olanlardansan ne mutlu sana :)

    YanıtlaSil
  5. hep uyaranlar kazanır zatenbn. biz kaybetmişliğimizle kalırız...

    YanıtlaSil
  6. @ globin - o cocuklari oldurenler utansin.

    YanıtlaSil
  7. @ crazy - guzel yaziyor, hemde cok.

    YanıtlaSil
  8. @ matias - gunun felsefesi olsun bu ..

    YanıtlaSil
  9. herbirenk'e katıldım. son satıra kadar senin yazdığını düşündüm.

    YanıtlaSil
  10. @ renk renk - kelime hazinem yetersiz, ancak evet icimden gecenler ayni ..

    YanıtlaSil
  11. @ kuccukkurba - farkinda olmak bazen hic bir ise yaramiyor .. ama evet ne mutlu bana .. : )

    YanıtlaSil
  12. @ sparrow - onursuzca kazanacagima .. onurumla yenilmeyi tercih ederim ..

    sende ..

    YanıtlaSil
  13. @ globin - kalemim o kadar guclu degil maalesef, ama evet icimden harf be harf gecenler ..

    YanıtlaSil
  14. katılıyorum, onurun olmadıktan sonra kazansan ne olur kazanmasan ne olur? biz belki birilerini, bir şeyleri kaybediyoruz ki bunlar yada bu şeyler kaybetmeyi istemediğimiz kişiler yada şeyler oluyor ama asla onurumuzu kaybetmiyoruz, kaybetmeyeceğiz de... :)

    YanıtlaSil
  15. oylelerini kaybetmek bir kazanc diye dusunuyorum. tabii ki ilk etapta insanin canini yakiyor, az yanmadi hani, ama en nihayetinde insan anliyor ve detox oluyor.

    aynaya bakabilmek, basini yastiga rahat koyabilmek hurriyet !

    : )

    YanıtlaSil
  16. Yorgunsa! yürek darplıdır, bir efsun arar suskunluğa dönüşün püf noktasında, gitmekle kalmak arasındaki teretdüttür beynin algladığı. ya! yaşamda kalacaksın ya gideceksin yeni sürümlerle hayallerinin deniz olduğu âlemlere.

    Alemler tanrıya, herkes kendine aittir, sorgular anca sabahla başlar aydınlığa erildiğin de..
    şuh vargı gönül erimidir, salt o alakoyabilir beklenen mutluluğu.
    hasretlikse! yarı ölmek gibidir, anca mahremleştirir kul, içindeki tükenmez umutsuzluğu:)

    YanıtlaSil
  17. @ nida, guzel nida ..

    içimde ki çocuk kara kış'a merhaba dedi. oysa gönül kafesimde ki kuşlar nasılda çırpınıyordu bir bilsen .. ve, isterdim ki elimde şemsiyem ile yeniden ağlayan göğün altında, yarı ıslak, melekleri selamlamak isterdim..

    YanıtlaSil