28 Ekim 2011

İnsan Safı, İsyan


 küçük parçalara ayrıldı
kırılan ayna
bir kaç damla aktı elinden
sükûnet içinde toplarken
habersizdi,
isyan eden kız çocuğundan
fırtınalara gebe gecelerden habersizdi
dünyanın ortasında buldu kendini
üryan
kırılgan
vakur adımlarla,
doğan güneşin ılık kollarına katılmak istedi
yerine,
sırtını aydınlığına dönmüş,
okyanusun soğuk ve karanlığını seyrederken buldu

10 yorum:

  1. sözlerin öyle samimi ki sevgili Leyla seçtiğin şarkı ile bütünleşmiş..yüreğine sağlık...Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. çok siirden anlamam cünkü cok okuyan birisi degilim ama bloglarda okuyorum kitap verseler okumam :) resim igilimi cekiyor ve yazılarda bence cok güzel yazılmış sözleri anlamlı:)

    YanıtlaSil
  3. @ sevgili hobihuzur - guzel sozlerin ve begenin icin tesekkur ederim ..

    : )

    sevgilerimle ..

    YanıtlaSil
  4. @ essu - bende pek anlamam .. karaliyorum oyle birseyler iste .. ayrica begenmese sevindim .. okumak, ill akitap olacak degil ya .. bek ne guzel bloglari okuyorsun : )

    sevgiler ..

    YanıtlaSil
  5. Sözlerini, kelimelerini çok seviyorum..

    YanıtlaSil
  6. kim bilir
    ve ben bilmem
    ne buldu
    seyrederken okyanusu
    kimbilir
    güneş omurlarından öptü
    okyanus bi kıyak yapıp aydınlandı
    ılıdı su taneleri

    kim bilir
    kırılganlığı
    okyanus sesi
    ile
    tamir oldu
    okyanus kaportacıymış mesela

    evet buldum
    ben bildim
    okyanusa değil
    okyanusun ardına
    enginlere bakıyor
    ve kırılan ayna
    o koca boşlukta
    tam önüne bakarken
    ayna ardını da gösteriyor
    bıkıyorum ardımdan
    ayna yine kırılsın
    gök bulutlar mavilik kafi

    güzel
    bu kez balıklar kıyak yapıp
    aynayı bulutların üstüne usulca bırakıyor

    bana kıyak geçeceğin
    bir gün olursa senin de
    dünyanın kalbinden öp
    usulca
    hava ılısın

    YanıtlaSil
  7. çocuk!.içinde turnaların mevsimsiz göçü
    solan kaçıncı menekşe bu, pencerende
    bahar bu yıl da gelmeyecek kapına
    sen sıcak tut anılarını, üşümesin ıssız yanların
    diğer yarın yalnızdır bilirim
    böyle habersiz gitme
    ele kalır türkülerin
    yağmalanır ağıtların

    artık hangi yüzünle görünsen hayata
    yarasa kederler büyür içinde
    kuşkonmaz, inadına kırılgan bir yüreğin
    zaten eğilir tüy konsa dalına..

    sözler ne zaman akar bilir misin sonsuza
    ve ne zaman sığmaz, sığ sayfalara
    seyyâl öylesine bir kelimedir
    gemiler geçirmedikçe yüreğinden

    yani ki;
    çözülmez kuşatılmışlığın kendi içini emmeden
    bu şehirde geceden, saf bir yalnızlığa damıtmadıkça kendini zerreden
    bu şehirde hapis bir şâirin diline değecek her kelime
    hep bir hüzne kafiyedir

    sen hangi dalgada vurdun da kıyıya
    hangi cân’da kırılıp da sıçradın uykularından
    ne sözlerin vardı oysa senin, tehir ettiğin
    safran rengi ağulara panzehir

    şimdi aşka attığın ağlarını temizlemenin tam zamanıdır
    çek anlamaz sulardan, durula ellerini
    aşk ki, aksi suya düşmüş, silik, zor okunur tek hece bir kelimedir
    yitik bir sanrı
    yan yatmış, yarı batmış kırık bir teknenin sağrısında
    ki, diğer adı travma
    ..
    (şimdi "en kırmızı yerlerimizden susalım!" dedi çocuk, "...kanayan yerlerimizden!"
    ...sustuk!)

    YanıtlaSil