küçük parçalara ayrıldı
kırılan ayna
bir kaç damla aktı elinden
sükûnet içinde toplarken
habersizdi,
isyan eden kız çocuğundan
fırtınalara gebe gecelerden habersizdi
fırtınalara gebe gecelerden habersizdi
dünyanın ortasında buldu kendini
üryan
kırılgan
vakur adımlarla,
doğan güneşin ılık kollarına katılmak istedi
yerine,
sırtını aydınlığına dönmüş,
okyanusun soğuk ve karanlığını seyrederken buldu
sözlerin öyle samimi ki sevgili Leyla seçtiğin şarkı ile bütünleşmiş..yüreğine sağlık...Sevgiler.
YanıtlaSilçok siirden anlamam cünkü cok okuyan birisi degilim ama bloglarda okuyorum kitap verseler okumam :) resim igilimi cekiyor ve yazılarda bence cok güzel yazılmış sözleri anlamlı:)
YanıtlaSilAllah korusun!
YanıtlaSil@ sevgili hobihuzur - guzel sozlerin ve begenin icin tesekkur ederim ..
YanıtlaSil: )
sevgilerimle ..
@ essu - bende pek anlamam .. karaliyorum oyle birseyler iste .. ayrica begenmese sevindim .. okumak, ill akitap olacak degil ya .. bek ne guzel bloglari okuyorsun : )
YanıtlaSilsevgiler ..
@ amin - yaxi korusun.
YanıtlaSilSözlerini, kelimelerini çok seviyorum..
YanıtlaSilguzelsin :)
YanıtlaSilkim bilir
YanıtlaSilve ben bilmem
ne buldu
seyrederken okyanusu
kimbilir
güneş omurlarından öptü
okyanus bi kıyak yapıp aydınlandı
ılıdı su taneleri
kim bilir
kırılganlığı
okyanus sesi
ile
tamir oldu
okyanus kaportacıymış mesela
evet buldum
ben bildim
okyanusa değil
okyanusun ardına
enginlere bakıyor
ve kırılan ayna
o koca boşlukta
tam önüne bakarken
ayna ardını da gösteriyor
bıkıyorum ardımdan
ayna yine kırılsın
gök bulutlar mavilik kafi
güzel
bu kez balıklar kıyak yapıp
aynayı bulutların üstüne usulca bırakıyor
bana kıyak geçeceğin
bir gün olursa senin de
dünyanın kalbinden öp
usulca
hava ılısın
çocuk!.içinde turnaların mevsimsiz göçü
YanıtlaSilsolan kaçıncı menekşe bu, pencerende
bahar bu yıl da gelmeyecek kapına
sen sıcak tut anılarını, üşümesin ıssız yanların
diğer yarın yalnızdır bilirim
böyle habersiz gitme
ele kalır türkülerin
yağmalanır ağıtların
artık hangi yüzünle görünsen hayata
yarasa kederler büyür içinde
kuşkonmaz, inadına kırılgan bir yüreğin
zaten eğilir tüy konsa dalına..
sözler ne zaman akar bilir misin sonsuza
ve ne zaman sığmaz, sığ sayfalara
seyyâl öylesine bir kelimedir
gemiler geçirmedikçe yüreğinden
yani ki;
çözülmez kuşatılmışlığın kendi içini emmeden
bu şehirde geceden, saf bir yalnızlığa damıtmadıkça kendini zerreden
bu şehirde hapis bir şâirin diline değecek her kelime
hep bir hüzne kafiyedir
sen hangi dalgada vurdun da kıyıya
hangi cân’da kırılıp da sıçradın uykularından
ne sözlerin vardı oysa senin, tehir ettiğin
safran rengi ağulara panzehir
şimdi aşka attığın ağlarını temizlemenin tam zamanıdır
çek anlamaz sulardan, durula ellerini
aşk ki, aksi suya düşmüş, silik, zor okunur tek hece bir kelimedir
yitik bir sanrı
yan yatmış, yarı batmış kırık bir teknenin sağrısında
ki, diğer adı travma
..
(şimdi "en kırmızı yerlerimizden susalım!" dedi çocuk, "...kanayan yerlerimizden!"
...sustuk!)