beşerâ

sen isimsizlik nedir, bilir misin eva'?

peki cisimsizlik nedir, onu bilir misin ?

o şarkı

ve lâ teziru vâziretün vizre uhrâ

eva' henüz ondört yaşında, çok güzel bir kadın. ondört yaşında, nahoş bir kadın ! lekeli, kirli, asırlar boyu kınanan ve kiyamete kadar kınanacak o kadın ...üç beş şerefsizin mesaisine meze olan o. kadın.

ve sen, korkaklığımı bağışla, zira kelimelerim alev alev yanıyor. içimde kül olmaya yüz tutmuş onlarca cümle, kim vuracak içimi, kim dökecek kelimelerimi ? kimliğimi bulma yolunda parçalanmaksa eğer kaderim, o halde varsın ruhum parçalansın. uğurunda mürekkebim mahremiyetinden olacaksa, varsın soyunsun diblere aksın. yalvarsam yalvarsam yaradana yalvarsam, merhametine sığınsam düşürür mü günahlarımı yeniden ana rahmine, yaratır mı yeni bir beni Tanrı?

biliyor musunuz, hiç bir mevsim ısıtmıyor artık içimi. gerçi mevsimlerde artık nerden vuracağı belli olmayan kahpe kadınlar gibi değil mi! lanet, nahlet, cüzzamlı bir kadın çok dua ederse gider mi aldığı her nefeste içine doluşan o tuhaf koku ? gider mi, en sol yanında ki leke ? arınır mı piçleşmiş mevsimlerin sövmelerinden ?

haydi eva', bu gece sende başkalaş ! fahişelerin hatırına, piçlerin hatırına bu gece ne içini ne de dilini boşa yorma. ve şimdi başkasın, ve şimdi vurgun ye, bu gece günahın dibine vur. bu gece mürekkebin tüm mahremiyetini soyunsun. bu gece, kelimelerin ana rahmine günahsız düşsün

k ı r m ı z ı

gün gelir aşk da doğurur,
suyundan,
soyundan ..
bir gün o da doğurur en soysuzundan ..

o şarkı