18 Ocak 2011

Berk'ten

"Ne arifim, ne ermişim ne de derviş. Bir âşk-ı hicrânın tesellisi ile niyaz eder dururum.
Acizim,
fakirim ama senden gelen tüm ihsanlara da talibim ya LeyLâ !
Dilenciyim kapında ama hırslarım yok.
Tüm beddualarına bile âmin diyecek halde ve ahvaldeyim.
Gam,
pusu kurmuş öylece oturmuşken yüreğime,
ben müptela olduğum kederleri yıldızlarla süsleyerek başucuma oturtuyorum.
Denizler tüm nemini gözlerime yüklemiş gibi. Yarım adım senden uzak kalsam gözlerim dilhun olacak gibi. Şakaklarından kurşun yemiş, sabahı olmayan bir âşkın süresiz bekçisiyim. Sabrın rahle-i tedrisatındaki bu ilmim ne zaman son bulacak. Görmez misin nerdeyse cân yerinden çıkacak, gözler firakın acısı ile körelecek ve dil lâl olacak.
Nihayetinde,
zaafiyetlerinin esiri olmuş zavallı bir gedayım.

Ey sultanım,
âşkını çarşaf çarşaf ifşa etmiş bu gedaya lütfün ne zaman?
Görmez misin ömrüm hicran ile bitip tükeniyor. Hal-i pürmelâlim yıkık dökük, viraneler gibi.

Ah bu ayrılık, aşkının miladı mıdır cellâdı mı, belirsiz.
Ölmek için Azrail’e ne gerek !
Vuslat, cellâdım oldu LeyLâ !"

2 yorum:

  1. Sahi Ölmek için azraile gerek var mı?
    Bir Erzincan Türküsü;
    ''Azrail boşa geldi,
    bir canım var yar aldı''
    demek ki azraile gerek yokmuş..:))

    YanıtlaSil
  2. Ferha Tunç'dan alalim;
    http://www.youtube.com/watch?v=nf55k9N0Mf8

    Hatirlattiginiz için tesekkurler :)

    -----------------------------------

    olum bazen kurtulus, azarail bazende nurlu gelir mis.. Bazen de Can elinden bin kez olmek, Azraile 'gel' diye yalvartirir ..

    iste ..

    YanıtlaSil