9 Ocak 2012

n/isyan


bazen düşünüyorum da,
kök saldığım bu ruhsuz kent
aslında ne kadar da çok bana benziyor diye ..
mesela bugün pazar
bugün her şey gri
ellerim gri
gözlerim gri
gri dudaklarım
arıyorum renkleri,
seçemiyorum ki kırmızıyı, siyahı, maviyi ...
yumdum gözlerimi ve dokunuyorum parmak uçlarımla,
olur ya,
belki,
çok belki,
kesiğimde bıraktığın dokunuşlarını tekrar hissederim diye ..

tırnaklarımla taşları duvarları kazmaya çalışıyorum
altında ki renkleri bulma ümidiyle,
rezilce,
bazen uçarcasına kazmaya çalışıyorum.
sonuç mu ?
tırnaklarım harabe, zihnim renksiz ve paramparça.
anlıyorum ki,
sorumluluğunu bir türlü üslenmek istemediğim,
lâmekan bildiğim toprak nihayetinde ayıbımı örten hanemdir ...

uzanmışım çimenlerin üstüne seyrediyorum maviyi.
gökyüzü endamına çekmiş buluttan libası,
ne afilli ne de heybetli pehh, tühh tüh kırkbirkere maşallah ..
bak arsıza nasılda dizmiş melekleri yamacına.
ve, yetimler fahişeler piçler,
seyrediyorlar onların keyfini adeta puta taparcasına.

ve insanlar,
umarsızca çocuk - ve hayvanların,
umut ve hayallerin/in ırzına geçen i n s a n l a r.
ve medeniyet bekçileri,
şehrimin içinde kök salmış ve benim nötr kalmamı bekleyenler o*nlar.
âh, korkularımın yansıması oldun be adi kent.
..
katranlaşmış sevdalar/ım/ın,
masum dudaklarımın kırmızı parlaklığını yitirdiği,
nasır bağlamış isyanlarımın adresi bu kent ..
korktuğum insan-i sıfatlar,
birileri
kimileri
b i r i / k i m l e r 
toplanmış buraya, gri'nin tam ortasına ..
orası
burası
su'yun altı
kelimelerimi ateşe döktüğüm yer,
işte tam da burası !


*nisyan: unutmak, hatırdan çıkarmak

21 yorum:

  1. lo la çok güzel olmuş....tşkler

    YanıtlaSil
  2. Bak bunun yeri ayrı oldu şimdi...

    ayrı...

    YanıtlaSil
  3. böyle güzel kelimeleri biraraya getirip ortaya böyle güzel şeyler çıkması adeta sana mahsus lolâ'cımm =)
    benim dış görünüşüm ne kadar pembeyse içim o kadar zifiri karanlık.
    Ve korkarım bir türlü yeşili göremeyecek kadar da kör...

    YanıtlaSil
  4. acıtıyor gri
    ya siyah olsun diyorsun zifir zindan
    bitsin her şey
    ya beyaz olsun
    bembeyaz
    gri
    acıtıyor....

    YanıtlaSil
  5. çok güzel bir şiir....özellikle anlatılan kentin anlatımı gerçek...yalnız bir tek renklerin bulunumayışına takıldım...aslında biliyorsunuz...zaten siyah ve beyaz tüm renkleri içinde taşır...görünmesede vardır ve onların süzülmişü gridir...
    siz griyi sevin...herşeyi anlatır...
    teşekkürler paylaşıma dostluk ve renkle...

    YanıtlaSil
  6. her seferinde bu kadar başarılı mı olmak zorunda bu yazıların.. okurken içinde gibi hissediyorum ben çok t.ediyorum harika olmuş yine, ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Biraz ilerisi siyah. :) Azcık daha güzel griden, araftan hallice. :)

    Ama anlattığın gri diğer tüm renkleri unutturuyor bir an. Kalbine sağlık. :)

    YanıtlaSil
  8. güzeldi, Lô - Lâ.
    genelde ben siyahları yakıştırırım kelimelerine ama grilerle de güzel.

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel öyle güzelki. Kelimelerin sihirli gibi..

    YanıtlaSil
  10. Lolammm gerçekten sihirli gibi bu kelimeler. üstüne konuşulamayacak kadar

    YanıtlaSil
  11. yine değişik bir şey çıkmış ortaya, hikayemsi olmuş biraz, sevdim:)

    YanıtlaSil
  12. @ blogcanlar - guzel ve samimi yorumlariniz icin tesekkur ederim ..

    Gri'nin ortasindan kucak dolusu, rengarenk sevgiler ...

    Kaleminizden opuyorum ..

    YanıtlaSil
  13. Çoban armağanlarından biri sana düştü lo-la'cım:)

    YanıtlaSil
  14. Cok tesekkur ederim guzel kalem : )

    YanıtlaSil
  15. ''b i r i / k i m l e r
    toplanmış buraya, gri'nin tam ortasına ..
    orası
    burası
    su'yun altı
    kelimelerimi ateşe döktüğüm yer,
    işte tam da burası !''

    İzninle dedi ki kalemim,
    su'yun üstü
    kelimelerimin kor alev hali
    sessizliğin dile gelişi
    gri bile olsa
    kırmızı mavi atan
    yüreğin sımsıcak bir noktasına
    usulca
    işte tam oraya
    dokunabilmesi…
    sevgiyle kal Lô - Lâ...

    YanıtlaSil
  16. Kalemin yine konusmus sevgili Nehire .. Soyleyecek bir soz bulamiyorum .. Kalemine saglik efendim ..

    Sevgiyle : )

    YanıtlaSil
  17. lelia, tut ki ben, aşktan önce kavga dedim!
    lelia ben, kavgayı aşktan önce öğrendim
    inan, ondandı şu geçimsizliğim
    'hiç kimse'yi beklediğim yollarda
    bu yüzden hiç gelmezdi yolcum
    bu yüzden geçerdi önümden
    hiç beklemediklerim

    elbet bir şeyi değildim ben aşkın
    ne de bir şeyi şiirin
    en çok sarınmadan sırlı şalına
    bir hiç olup uzağında üşüyen

    ama bil ki aşk gerçekti lelia
    ve 'gerçek' de aşk ve 'kavga' da!
    ne 'gerçek' dediğin sustururdu insanı
    ne aşk, ne kavga
    işte bu yüzden kendinden geçerek
    gelmek gerekti kavgaya ve aşka

    -kavga ve aşk iç içe hayatla
    aşk ve savaş; etle tırnak gibidir
    lâkin lelia şu acuze yeryüzünde
    suç ve cezâ öyle değildir-

    hani aşksız, aşksız ve kavgasız
    bir kalbin kefeni hep hazırdır
    hayat böyle günlük telaş, kaygı bezeli
    ve hep sahte
    en çok pembe bir diziden mülhem
    dekoratif bir sahnedir.
    böyle hayat en çok
    ölü bir kalbe teatraldir
    ..
    lelia, ne diyorduk biz şurda
    sanırım bir savaştan söz ediyorduk
    savaş denince acı, acı denince aşk
    ve aşk denince benim
    cezayirmenekşeleri gelir aklıma
    bir de, ülkesi işgâldeyken bakışlarını annesinden almış
    bakışları en mahzun, ama en isyân
    frantik bir Fransız subayının zoraki kızı
    ardında bir milyon ölüsüyle
    gözleri en güzel claudia

    bir bağımsızlık savaşını bilir misin lelia
    bilirsin elbet
    ki 'yaşamak, insanca;
    devrimden sonra!'ya inandırılmış
    yeni bir sevdâ yeşertmek için
    gün değmedik yüzlerine aşk
    ve ellerine kavga vurmuş
    çatışmalarda ölen, o yürekli, yerli kızlar
    ve omuz başlarında vurulan savaşçıların
    bir son nidâ düşürüp, kanlarıyla toprağa
    'sonsuz susma'ları
    ve sonra yoldaşları eliyle
    acısını içine gömen babaların
    ellerine tutuşturulan kankızıl parkaları
    ..
    lelia, rengini biz karmıştık şu şiirin, hatırla
    çöl kadar ıssız ve sahipsizken de ben
    az değildi kelimelerim, kavgada toprağa döktüğüm kandan
    ve gözyaşlarım avucuma

    işte, sokak şairliğiyse birinin harcı
    ona düşen tam kalbinden vurmak için aşkı
    kalemi namlu ve sözü kurşun etmek
    tetiğini çekmekti can çekişen kelimelerin
    bilirsin, önce kelimeler başlatır
    toz duman ihtilâlleri

    -kelimeler bilirdim lelia; özgür
    ölümler bilirdim saf özgürlük
    insanlar bilirdim
    öldüğünde, kuşlar kadar hür-

    lelia, kanatıyor kelimelerin
    kurşun gibi ağır, lav kadar sıcak
    bıçak kadar soğuk, bıçak gibi çelik
    ıslık gibi keskin
    şu şiirin kabuğundan içine
    battıkça derinlere.

    işte, ilk değdiğim gün kaleme
    kalemden sonra
    elimden sonra
    işte, dilimi de kana buladım
    lelia, “sus!” dersen eğer
    susarım

    susarım eğer “sus!” dersen
    daha da kanatırsan kelimeleri
    susar ve daha çok bilenir
    kavgaya, aşka ve şiire
    daha çok ‘susar’ım
    ..
    "burası
    su'yun altı
    kelimelerimi ateşe döktüğüm yer,
    işte tam da burası!" diyorsun..

    doğru lelia; unutmuşuz
    unutmuş ve tutmuşuz
    elbet aşka düşen adam biraz da yanar
    bu yüzden kapılar yüzümüze hep kapalı
    göç yolunu kaybetmiş kuşlar gibi mahzunduk
    ayazlarda çoktan donmuştu sesimiz
    ve nemiz kalmıştı ki
    kelimelerimizden başka ateşe süreceğimiz
    ..

    kolay ratlanır değil;
    dilerim sesinizin tınısı hiç bitmesin
    hiç gitmesin kulaklarımızdan..

    myopera'daki varlığınıza da çok sevindim..orda da olacağım inşallah, okumaya..

    selam ile..

    YanıtlaSil
  18. Ben bu essiz paylasimina yorum birakmaya utanirim aga ...

    YanıtlaSil
  19. ben utanmam; okunası yazılara yazmaya!.

    bide iyi bildiğim, iyi anladığım, çok sevdiğim sokak dilimle konuşurlarsa!

    "aga".. çok tuttum!.

    tebessüm ettirdiniz; rabbim de sizi gülümsetsin!.

    hoş kalın hep; kalemle, kelimelerle!.

    hamiş: seçilmiş kelimeler bırakmışsınız sağır operamıza; karşılığını pek bulamamış olsa da; döktük kıyısına hezeyanlarımızı!.
    burdan da teşekkür etmek istedim emeğinize..
    var olun!

    YanıtlaSil
  20. estf aga .

    kelimelerim cogu zaman yetersiz, eksik kalir .. bazen, cok bazen susarim sadece ruhumu konustururum . o vakitlerde birseyler dokuluyor heybemden, o vakit kaniyor kalemim .. ama iste opulesi kelimeler degil bunlar .. sonra okuyorum boyle iliklerden nakis edilmis yazilari ve utaniyorum uzerine yazmayi ..

    hep gulun ..

    Sizde O'na emanetsiniz .. nefesinizde !!

    YanıtlaSil