27 Mayıs 2015

bir gelincik sinsi sinsi kanar. .. mı ?




Bırak şu şair burda ne demişti lafları artık. 
Asıl şair burda ne susmuş onu anlat sen bana...




10 yorum:

  1. ikisini de boşver
    haydi dinleyelim
    https://www.youtube.com/watch?v=oH6eL4QEBLQ

    YanıtlaSil
  2. aşkın bugün iç kanama günü olmalı
    sen ‘yalan!’ dedin diye mi kanadı kalbi?!
    bir başka dili daha olmalıydı, oysa
    bugün aşkın ölümü olmalı..
    ..
    yalan değildi zeldâ
    duyduğun şu ses yalan
    hiç değildi, inan..
    bu yüzdendi kırık oluşu
    yen içinde kolun
    ve hayat çizgisi
    o zor yolun..

    ‘zaman’ zeldâ, zaman;
    bazen susmaktı zaman
    ve sustukça susamak
    ve susadıkça kanamak..

    “zaman” dediğin zaman akla
    ‘kalmak’ da gelmeliydi; ‘gitmek’ kadar
    belki bir yağmur sonrası
    aşka dair kelimelerin son cemresi
    düşmeden şiire, şarkıya
    ve karartmadan geceleri ölü bir yaprak sarısı
    sessiz ve direnmesiz
    dalından kopmak belki
    ve uzanmak, boylu boyunca
    meleklerin çizdiği gökkuşağına..

    bittiğinde bir şarkı zamansız
    bir şiir bittiğinde, içinde yine o uzak ada
    hani, yalnızlığın sözlüğüne dört bir yanı kimsesizlik
    “dört bir yanı deniz” diye geçen;
    ‘ıssızlık’la aynı satıra..

    şimdi ‘kim bilir, ne güzel susardın sen?!’ deme bana
    ve ‘ne güzel susulurdu kim bilir seninle; bir şiirde?!’
    susarsan tutamam sesimi, tutamam
    içime kırdığın aynalarda..

    o ayna kırıklarını hiç toplamadım ben;
    bilerek, senden sonra..
    ne varsa senden sonra bende kalan
    yaşayan ne varsa senden yana
    henüz tâze kanıyla
    gömerek, kapanmamış bir yaraya
    batsın diye daha da derine
    gözlerden sakınmalı
    bir bir saklamalıydım
    ki seni hiç unutmayayım..

    “unut!” diyorsun zeldâ;
    ‘unut artık beni, şarkımı, şiirimi!’
    oysa bak, tüm kâinat aşk
    güneş akşam burcunu sıyırmakta
    yangın yeri deniz; bir kızıl atlas
    perdeler tutuşturan bir yalım alaz
    bir turkuaz gece düşürüp pencerelere
    soyunmaya hazırlanmakta..

    sen kapadığında kapılarını
    ben savrulmak için göğe
    toz ve kül olmalıydım ihtimâl
    bu yüzden dokunmalıydın belki
    son bir kez kelimelere
    gideceksen de öyle gitmeliydin..

    kalbim şöyle kanarken ölmez, korkma
    dökmez ardından ve adından kalan ne varsa
    hayâl, hayat, dünya ve rüyâ
    bütün kâinat aşktı ya
    aşksız olmazdı zeldâ;
    aşksız olmaz!.

    YanıtlaSil
  3. Ve uzun bir aradan sonra..Hoşgeldin Ley - Lâ..

    YanıtlaSil
  4. yine mi?!. nerdesin be ley-lâ?!. yavuklu olsaydık, bu ilgi merak endişe cümlesini şöyle kurardım; "yine yoksun; ve ne güzel ölmüyorsun içimde?!"

    insan hatırlanmayınca, bi hâtırası kalmayınca ölürmüş asıl!.

    ama?!!.. cidden de endişe hâkim burlarda!. bi ses?!!. nerdeyse diycem ki, 'allah rızası için bi ses?!'; hani, 'sorun yok; iyiyim ben, hayattayım' gibi bişey?!.

    bitti mi sesin, bitti mi her şey?!!.

    YanıtlaSil
  5. susmak hiç bu kadar yakışmamıştı birine!.
    hakkat, güzel susuyorsun!.
    ben mi?!. ben; 'dinliyorum'!. son hecesine, son noktasını koyana kadar da, bıkıp usanmadan, sabırla 'dinlemeye' devam edeceğim!.

    YanıtlaSil
  6. haykira haykira s u s u yorum .. tabi dinlemesine bilene.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haykıra haykıra, çığlık çığlığa susku... en ağır susku!. tanımla desen; içinde bitmeyen bir savaş, binlerce kavram, binlerce kelimeden uğultulu ırmak, dağdağalı deniz, için için kaynayan, lav köpüren volkan.. susmasını bilmeyen bir yüreğin suskusu bile cehennem derdim!.
      ‘susmak’ da ‘gitmek’ gibi bir şey; aralarında ‘umut’tan bir bağ var; susanların bir gün konuşma, gidenlerin bir gün dönme umudu..
      konuşmayacak, dönmeyecek olsalar bile susuşların ve gidişlerin en güzel yanı, unutturmuyor oluşu kendini.. unutulmuyor susan, giden.. unutulsa insanın bir hikâyesi olmaz, var olan hikâyesi sürmez.. demek ki susuşlar hatırayı öldürmeyen bir şey, unutturmuyor.. hiç unutmadan hatırlıyor olmak güzel, yâdigâr olmak, yâdigâr kalmak güzel; tıpkı şarkının dediği gibi; "gözlerim yoldadır, kulağım seste"..

      'susuş'unun sesi geldi ya, bu çok büyük bişey!. hiç unutmadığın unutmayacağın, 'iyi ki var!' dediğin birinin çok uzaklara, sanki hiç dönmemecesine sessizce gidişinin ardından her geçen gün daha da ağır hissettiğin endişe ve burukluğu söküp atan tuhaf, tarifsiz bir sevinç, 'hayatta ya, şükür!' demenin de ötesinde bir sevinç, böylesi bir 'susku'ya bile razı eden bir sevinç!.

      Sil
    2. o, 'hayata arkasını dönmüş kadın' yüzünü dünyaya dönene dek 'dinlemekten' vazgeçmeyeceğim!.

      Sil