Escapism etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Escapism etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Haziran 2012

Frantic !!


eva',
cesur bir kadın
ne cennet
ne cehennem
 umarsız
eva',
aptal bir kadın
zihnin kürtajı,
yağlı kırbaç,
düşük tohum eva' ,
hayatta,
ahirette
başına gelebilecek en kötü şey
..sin..
eva' !
ne eksik ne de fazla ..

7 Nisan 2012

Kabulümdür !

Bir hayli yorgun, uykusuz ve bahtıhyar olan bendeniz, bu alttaki manzaraya ne kadar da uyanmak ister. Günün gecenin rahminden düş/mesini nasılda izlemek ister. Âh âh !!
Ve sukunet, ve huzur ...



21 Aralık 2011

Istanbul döver seni

Evet efenim, çok mutlu bir Lô - Lâ yeniden bir olala bülteni ile sizlerin karşısında .. Evvett, nihayet ! geri sayım başladı ! ve yarın son dersime gireceğim .. yups yups, sadece bir güncük kaldı, sonra ver elini Istanblue .. Bu bir çoğunuz için belkide hiç bir şey etmiyor, ancak bu kaçamak benim için  çok özel çok güzel olacak. Zira uzun zamandır onunla buluşamadık, dolayısıyla havasını suyunu, renk- ve canlığını, tarihini, kokusunu çok özledim, özledim, özlediiiim, ve o'nunda beni özlediği kanaatindayim ..


***

Şu öğrenciler cidden bi alem, hem nalına hem mıhına vurangillerdenler vallahi. Bir insan deneme sınavında neden kopya çekme gereği hisseder ki .. Zaten not almayacaksınız, adına boşuna deneme sınavı demiyoruz, değil mi ! Kendinlerini neden bu kadar kasıyor kopya için binbir takla atıyorlarki .. Bu eziyetin sebebi nedir !
Cidden olay nedir ?
Psikolojisi yani, nedir ?
On yıldır ders veriyorum ancak bu olayı çözemedim gitti !!

22 Ağustos 2011

pazar ertesi sendromu



Bugün pazartesi, hala izinliyim, gün güzel ve güneşli olmasına rağmen bendeniz ciddi ciddi pazartesi sendromu geçiriyorum iyi mi. Oysa böyle şeyler hiç benlik değildi, ben işime daima şen şakrak gider, kırık notlar vermeyi kendime görev edinir, inanılmaz haz alırdım. Yani bu demek oluyor ki durum çok vahim. Düşünün,  henüz 29 ağustos günü iş başı yapacağım ve bu yüzden sendrom yaşıyorum. Bu tatilime, bana reva mı !  üstelik algılama ve yazma - 0 kıtlığı da çekmeye de başladım. Ben buna hazır değilim, işe hazır değilim sonum vallahi hayrola !! Tamam iki bucuk aydır evdeyim, şöyle böyle ucundan kulağından bir tatilcik yaptım ama ben bundan hiç bir şey anlamadım ki. Kesmedi, kesmez ! Hoş Türkiye surlarına geçmedikçe ben tatile tatil demem o ayrı ama işte size bir bahtıhıyar olduğumu zaten demiştim. Tamam vol 2. karpuzu da kestim, ama henüz kokteylini içemeden ne o öyle iş başı yapmak, o da neyin nesi. Çok ayıp çook ! Tamam vol 3. okulu, öğrencileri perran kutman style özlemesine özledim; bknz. sıraların üstünde şak şuk yürümek,  ama bunu zihnime, bedenime anlatamıyorum, onlara bir türlü söz geçiremiyorum, resmen alayına isyan ediyorlar.  Ve, ben bu işin içinden çıkamıyorum, düşündükçe uykularım kaıçıyor, sırf bu yüzden bir bosluğa düşmekten korkuyorum.

Ama dur, bunun tam tersi olması gerekmiyor mu ?

Arabesque Note - Hayat değişmeyecek belki ama benim hayata bakış açım değişecek ..

24 Temmuz 2011

sanat şehri anvers

Antwerpen - Anvers
Fransızların aksine Anversliler daha sıcak ve daha samimi. Bana daha yakın ve mütevazi geliyorlar. Belkide dil sorunu yaşamadığımızdandır, bilemiyorum. Zira, Anvers'de iki dil konuşuluyor (genellikle öyle) Biz Flaman bölgesinde olduğumuz için Flamanca (Hollandaca ile aynı dil, sadece şiveleri farklı) daha iyi anlaşıyoruz. 

Bu arada bir çok sanatçı Anvers'den çıkma veya burada yetişmiş. Anvers hakiki bir sanat şehri, müzeler gezilmekle bitecek gibi değil. Hoş bu güzel şehrin kendisi zaten yaşayan bir müze, sokakları civil civil. Gezerken resmen göz banyosu yapıyorsunuz.








Sanat şehri Anvers
Bir ara coştum, ne var sanki bende yaparım diye efelendim.
Allah'tan bu sayıklamam pek uzun rmedi ..
Hem nerde bende öyle yetenek ..



Waffle deyip geçmeyin !
saçma gelecek belki,
ama inanın oy verirken bile bu kadar zorlanmadım.
resmen seçemiyorum ..


 

Sokak müzisiyenler Anvers'de büyuk bir fenomen .. 



23 Temmuz 2011

chéri


Paris güzel ancak insanları ile iletişim kurmak zor, zira soğuk ve umarsız tavırları var. Moda ve kültürün 'başkent'i olarak bilinen bu şehirde bu biraz ironik kalıyor değil mi. En azından ben öyle buluyorum, komik. Birde şöyle bir şey var, küçüktüm etrafimda ki abiler ablalar bir Paris derlerdi bir Istanbul. Anlamazdım, bunlar ne demeye çalışıyor böyle derdim. Sonra bir ara büyüdüm ve gördüm ki bir Paris bir Istanbulmuş hakketten. Her santimetre karesi bu kadar tarih kokan ve yürüdüğünde seni bu kadar geçmise dönderecek bu iki şehirden başka bir şehir daha yokmuş ..
Yani şimdilik öyle ..

Gece biraz hırçın gecti, dolayısıyla bugün hiç bir şey yapmayacağım. Sadece kent'i içime çekeceğim, sokak müzisiyenleri dinleyeceğim, bol kaymaklı waffle ve bol çikolatalı krep yiyeceğim olalaa heyecan yaptım vallahi. Bu arada gözüme küçük bir bistro kestirdim, orada biraz oyalanacağım ki burada bolca var zaten ama nedense bu ilgimi çekti. Kahvaltıdan sonra yeniden renkleri içime çekeceğim ..

Anlayacağınız bugün iyice pinekleyeceğim ...

Haftasonunuz güzel geçsin ..

22 Temmuz 2011

au revoir


yine gitme vakti, hoş kalın güzel kalın ..
pazar günü (inş) yine gri kentimdeyim ..

17 Temmuz 2011

filmizm/escapism



Gece yine uyku tutmayınca dolabımı açtım ve baktım hangi filmler var diye ..
Daha iki hafta önce seyretmeme rağmen elime yine 'Black Swan' geçti. Favorilerim arasında yer alan bu filmi hakiki bir escapism olarak burada ölümsüzleştirmek istiyorum.




Swan'dan sonra hiç uyku tutmadı ve yine dolaba daldım ve bu kez 'hafif' bir seyler izlemek istedim, zihnimi yormayacak bir yapım ve kendimi bir anda Pride & Prejudice izlerken buldum. 'Pride & Prejudice' benim için çok özel bir film, zira ortaokul dönemimde okuduğum ilk Ingilizce kitabımdı. Her genç kız gibi Mr. Darcy'e hayran kalmış, galiba biraz da aşık olmuştum. Aslında hem kızıyor hemde yanağım al al Elizabeth ile olan sorunlu iliskilerini bir nefeste takip ediyordum. Aynı kitabı kaç kez okuduğumu bende bilmiyorum, ama klasiklerim arasında 'Pride & Prejudice' bir,  'Wuthering Heights' de ikinci sıradadır. Eklemek isterim ki, ilk göz ağrım olan BBC yapımı (serisini) hic bir şeye değişmem ..

Bonus: Wuthering Heights

11 Temmuz 2011

Le chocolat, aphrodisiaque ?

bugün,
kendime
bedenime
ruhuma
olabildiğince kötülük edesim var ..
bugün,
yanarcasına aşık olasım var ..
kor olasım var

 * * *

chocolat, sinfully delicious


chocolat, 
esasen pek yenilerden bir film değil ..
ancak aşkı, tutkuyu, ihtirası ve lezzeti anlatan güzel, 
akıcı ve sürükleyici bir  yaz filmi.
mutlaka izlenilmesi gerekenlerden diye düşünüyorum ..

3 Temmuz 2011

insomnia vs the muppets


'nothing really matters but moi' said piggy ..

22 Haziran 2011

auf wiedersehen


Zaman zaman yorgunluk atabilmek için küçük kaçamak tatilleri yapmak lazım degil mi ..
Pazar günü (inş) yine gri kentimdeyim .. Görüşürüz ..


29 Nisan 2011

escapism; when nietzche wept

Yıllar önce kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. Bazı paragraflar sanki zihnimden çalınmış kitab'a aktarılmıştı. Filmi hiç izlememiştim, gerek duymamıştım keza. Ancak (evet yine) tavsiye üzerine geçen gece izlemeye karar verdim. Kitaba nazaran vasat kalmış, fakat melankolik psikoloji içerisinde ise insan, ve yalnızlığından bunalmış ise, işte o zaman insanın içini acıta bilen bir filme dönüşebilir.
Potansiyeli var yani.

15 Şubat 2011

dün gece ..

eski sevgili ile buluştum.
sanki yıllar olmuştu görüşmeyeli,
oysa daha geçen yıl dokunmuştum yüzüne ..
meğer ne çok özlemişim onu.

parmakuçlarımla narin bedenine dokundum,
kokusunu içime çektim,
ne yaptıysam özlemimi gideremedim.

doyamadım ..

galiba bir ara koynuma da aldım,
ama hatırlamıyorum desem (?)
kokusuna yığılıp, öylece dalmışım ..

sabahında;
yüzümde tebessümle uyandım ..
rüyama girmiş, kokusunu yastığıma sindirmiş,
dolayısıla yatağımdan hiç çıkmak istemedi/m ..

gece yine canı yandı,
hüzüne, melankoliye boğuldu kadın !
ne güzel oldu !

"ne yaptıysam olmadı
yokluğu çöktü üstüme, taşıyamadım
o yoksa ben giderim dedim
ve gittim..
sokuldum yanına
kolunu öpüp gözlerimi kapayınca derin bir uykuya daldım .."

15 Ocak 2011

just kill the darn wizard

I went to Oz to get myself a heart,
The only thing I've got instead,
is this peculiar ache .
Would it be too late,
to rip this 'thing' out,
And return to my oblivious times,
When I felt nowt ?

12 Ocak 2011

Kendime ..

"Ben bir gölge olsam, yahut bir hayal, 
Onlar gibi hissiz, onlar gibi lal"


C. S. Tarancı

11 Ocak 2011

Oh Dear..

Seriously,
my head is about to explode !

Aye, only if I could teleport myself to İstanbul right now !!

14 Kasım 2010

Ah Well, Shizzle Happens !

Don't get me wrong, for I'm thankful, no'..
But on ocassion I do wonder who'd be my rock in dark times in order to help me to -re- find my direction in -my- life again. Not that I'm in need of any stirring whatsoever; yet I wish that these nervous neurotic knots in my stomach would end, so I -technically- can function a litte bit more/better into the society...again.

sigh..

Yet another -new- battle, 'the abyss',
my precious battlefield ..
must  conquer...

Disappointed; No !
Shattered; No !
Regretful; No !
Repentant; No !
Outraged; No !
Angry; No !

Ferocious; Yes !

9 Kasım 2010

"hit the bottom and escape"


"Âteş de aşk ve ölüm gibi,
sadece öz nefiste idrak edilebilecek tecrübelerden.
Kimse kimsenin yerine yanmıyor
ve kimsenin yangını kimsenin yangınına uymuyor."

"Mormürekkep"
Nazan Bekiroğlu

26 Eylül 2010

Yummie


can bu, haliyle çekiyor işte..

22 Ağustos 2010

Nostalgia Vol II



Grace Jones

...tiktitkitkititkitkiktiktktitk...